İlkyardım Konu Anlatımı ve Test
Temel İlkyardım
İlk Yardım: Olay yerinde tıbbi araç- gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.
Acil Tedavi: Doktor ve sağlık personeli tarafından yapılan tıbbi müdahalelerdir.
İlk Yardımcı: Tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle ilaçsız ilk yardım yapan, eğitim almış kişidir.
İlk Yardımın Öncelikli Amaçları Neler?
- Hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak, çevre güvenliğinin sağlanması,
- Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak,
- Hasta/yaralının durumun kötüleşmesini önlemek,
- İyileştirmeyi kolaylaştırmak.
İlk Yardımcının Özellikleri Neler?
- Sakin, kendine güvenli, pratik ve kararlı olmalı,
- İnsan vücudu ile ilgili temel bilgilere sahip olmalı,
- Önce kendi can güvenliğini korumalı,
- Eldeki olanakları değerlendirebilmeli,
- Olayı zamanında ve doğru olarak 112’ye haber vermeli,
- Çevredeki kişileri organize edebilmelidir.
İlk Yardımdaki A-B-C’nin Anlamları Neler?
A : Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi (Airway),
B : Solunumun değerlendirilmesi (Bak – Dinle – Hisset) (Breathing) ,
C : Dolaşımın değerlendirilmesi (Şah damarından 5 saniye nabız alınır) (Circulation).
İlkyardımın Temel Uygulamaları: Koruma, Bildirme, Kurtarma (KBK) olarak ifade edilir.
Hayat Kurtarma Zinciri: Dört halkadan oluşur. Son iki halka ileri yaşam desteğine aittir ve ilk yardımcının görevi değildir.
- Halka – Sağlık kuruluşuna haber verme
2.Halka – Olay yerinde yapılan Temel Yaşam Desteği (TYD)
3.Halka – Ambulans ekiplerince yapılan müdahaleler
4.Halka – Hastane acil servisleridir.
Hava Yolu Tıkanıklığı: Hava yolunun, solunumu gerçekleştirmek için gerekli havanın geçişine engel olacak şekilde tıkanmasıdır.
Tam Tıkanma Belirtileri Neler?
- Nefes alamaz.
- Acı çeker, ellerini boynuna götürür.
- Konuşamaz.
- Rengi morarır. Bu durumda Heimlich manevrası (karına bası uygulama) yapılır.
Kısmi Tıkanma Belirtileri Neler?
- Öksürür.
- Nefes alabilir.
- Konuşabilir.
Triyaj Renk Kodlarının Dereceleri ve Anlamları Neler?
Birinci Derece – Kırmızı (İvedi-Acil) : Yaşamını yada uzvunu kurtarmak için acil müdahaleye ihtiyacı var.
İkinci Derece – Sarı (Geciktirilebilir) : Hastanın acil bakıma ihtiyacı var ama hayati tehlike yok.
Üçüncü Derece – Yeşil (Bekleyebilir) : Kişilerin yaralanmaları çok hafif, kendi
Dördüncü Derece – Siyah: Hastalar yapılacak her türlü müdahaleye rağmen hayatını kaybedecek ya da yaşamsal bulguları alınamıyor kişi ölmüştür.
SOLUNUM SİSTEMİ VE SUNİ SOLUNUM
Solunum Sistemi, üst solunum yolu (ağız, burun, boğaz ) ve alt solunum yolundan ( larenks, trakea, bronşlar, akciğerler ) oluşmaktadır. Diyafragma, göğüs kafesi kasları ve yardımcı solunum kasları, solunumun düzenli olmasını sağlarlar
Solumun Sistemi Suni Solunum
Yabancı Cisim Tıkanmaları Suda Boğulma
SOLUNUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Normalde solunum kendiliğinden, sessiz, ağrısız, kolaylıkla gerçekleşir. Solunum sayısı değişmekle beraber genellikle erişkinde 15-20 kez/dk, çocukta 20-30 kez/dk, bebekte 30-40 kez/dk arasındadır, normal solunum yüzeysel veya derin değildir.*Solunum BAK-DİNLE-HİSSETyöntemiyle saptanır. Bak, göğüs kafesi kalkıyor iniyor mu? Dinle, soluk sesi duyuluyor mu?
Hisset, soluk yanağa geliyor mu? Bu soruların yanıtları olumsuzsa ya da ağza burna ayna veya cam tutulduğunda buharlaşma olmuyorsa solunum yok demektir. Solunum durduğunda dokular oksijenlenemeyeceği için dudaklar ve tırnaklar siyanotiktir (morarmıştır).
SOLUNUM İLE İLGİLİ SORUNLAR VE OLASI NEDENLERİ
*Solunum hızlı ve yüzeysel ise, nedeni: egzersiz, koşma, ateşli hastalıklar, şok, zehirlenme vb. olabilir.
*Solunum derin, zorlanarak, kesik kesik ise, nedeni: solunum yolu kısmen tıkalı ya da akciğer sorunu olabilir.
*Kişi konuşamıyor, öksüremiyor ve refleks olarak iki eliyle boğazını tutuyorsa, nedeni: soluk yolu yabancı cisimle tıkanmıştır. Bir süre sonrada bilinç kaybı gelişir.
SUNİ SOLUNUM
- Bir kazazedenin yanına varıldığında ilk önce ABC kontrol edilerek sürekliliği sağlanmalıdır. (İlk Yardımın ABC’si)
- A ( Airway ) : Soluk yolunun açıklığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
- B ( Breathing ): Solunumun varlığının saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
- C(Circulation):Dolaşımın (nabzın varlığının) saptanması ve sürekliliğinin sağlanmasıdır
Suni solunum
Solunumu olmayan kişinin yapay olarak solutulmasıdır.
Kişinin başına pozisyon verildikten sonra ( baş- çene), alından elin baş ve işaret parmaklarıyla burun kanatları sıkıştırılır, diğer elin üç parmağı çeneyi desteklerken; nefes alınır, hastanın ağzı iyice kavranır ve nefes üflenir(balon şişirir gibi). Elinizin altında varsa soluturken koruyucukullanmanızda yarar var, son yıllarda anahtarlık şeklinde satılmaktadır..
Suni solunum üç yoldan gerçekleştirilebilir: 1-Ağızdan ağza, 2-Ağızdan burna, 3-Ağızdan ağza ve burna.
Ağızdan ağza suni solunum,genellikle en çok tercih edilen yoldur. Kişinin ağzı iyice kavranmalıdır ve burun delikleri iyice kapatılmalıdır ki etkili olsun.
Ağızdan burna suni
BEBEKLERDE UYGULANIR.
DOLAŞIM SİSTEMİ VE KALP MASAJI
- Dolaşım sistemi; arterler, arterioller, kapiller, venüller ve venlerden oluşan birbirine bağlı tüplerin oluşturduğu karmaşık bir sistemdir.
- Kalp, bu sistemin içinde, itici bir güç olarak merkezde yer almaktadır. Kan, kalbin oluşturduğu basınçla tüm vücudu dolaşır. Kalp, yaklaşık olarak kişinin yumruğu büyüklüğünde, içi boş, kastan oluşan bir organdır. Septum denilen bir duvarla ortadan sağ ve sol olarak önce ikiye, bunlar da tekrar üst ( atrium→kulakçık ) ve alt ( ventrikül→karıncık ) olmak üzere ikiye bölünür; toplam dört boşluktan oluşur
- Vücuttan dönen kirli kan sağ kulakçığa, sağ kulakçıktan sağ karıncığa geçer, sağ karıncıktan da temizlenmek üzere pulmoner atardamarlarla akciğerlere taşınır. Akciğerlere ulaşan kan CO2 – O2 değişiminden sonra pulmoner toplardamarlar vasıtası ile vücuda pompalanmak üzere sol kulakçığa, oradan sol karıncığa geri taşınır, sol karıncıktan da aorta vasıtası ile vücuda dağıtılır. Kulakçık ile karıncık (Atrium ile ventrikül) arasındaki akışlar, geri dönüşe izin vermeyen kapaklar tarafından kontrol edilmektedir. Kanın geri dönüşünü önleyen bu sistemler sayesinde dolaşım sistemi tek yönde hareket ederek normal akışını sürdürür (arter:atardamar; kapiller:kılcaldamar; ven: toplardamar).
Nabız
*Kanın sol karıncıktan büyük atardamarlara
pompalanması sırasında, uç noktalardaki atardamarlarda (periferik arterlerde) oluşturduğu dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan (periferik arterlerden) hissedilmesine NABIZ denir.
*Normalde nabız (kalp atım hızı/sayısı) erişkinde 60-90 kez/dk, çocukta 80-100 kez/dk, bebekte 100-120 kez/dakika civarındadır.
Nabız alınan noktalar
YAVAŞ TA OLSA ÇALIŞAN KALBE ASLA MASAJ YAPILMAZ !
- UYGULANIŞI: Tüm yaş gruplarında göğüs kemiğinin alt yarısına, göğüs kemiği üçte bir oranında içe çöktürülecek şekilde bastırılır. Burada dikkat edilmesi gereken, göğüs kemiğinin(sternumun) ucundaki ksifoid denilen kıkırdak çıkıntının üzerine bastırılmamasıdır. Aksi halde bastırıldığında kırılabilecek bu çıkıntı iç organlara zarar verebilir. O nedenle sternumun alt ucu bulunup el onun yukarılarına yerleştirilmelidir. Önerilen: ELİNİZİ GÖĞÜS KEMİĞİNİN TAM ORTASINA YERLEŞTİRİN !!!
- Yardım gelene kadar, kazazede/hasta (K/H) hareket edene kadar ya da siz tükenene kadar TYD ne devam edilir.
- ERİŞKİNDE(8 yaş üstü) : Sternumun ( göğüs kemiğinin ) 1/2 alt kısmına veya sternumun alt ucunda yer alan ksifoid denilen çıkıntının iki parmak üstüne uygulanır. Uygulamacı hastanın yanına, göğüs kemiğine paralel olarak diz çöker. Elinin topuk kısmını ksifoidin iki parmak üstüne yerleştirir. Diğer elinin topuk kısmını da o elin üzerine yerleştirir. Kollarını bükmeden, omuzdan kuvvet alarak göğüs kemiğini, göğüs yüksekliğinin üçte biri içeri çöktürülecek (4-6 cm) kadar bastırır.
- ÇOCUKTA(1-8 yaş arası) : Erişkinle aynı yere ancak tek el veya çocuğun gelişimine göre iki elle; göğüs yüksekliğinin üçte biri içeri çöktürülecek( 2,5-4 cm) kadar basınç uygulanır.
- BEBEKTE: İki meme başının ortasına iki parmak ( orta ve yüzük parmakları) yerleştirildikten sonra göğüs yüksekliğinin üçte biri içeri çöktürülecek (1,5-2,5 cm) kadar bastırılır.
- İÇ KANAMA
- İç kanamanın vücut dışında en sık görülen belirtileri ezikler ve çürüklerdir. Bu belirtiler yumuşak doku içine kanama olduğunun göstergesidir. İç kanamalar, gözle görülemeyen kanamalar olmasına rağmen, dışa açılan bir iç organda meydana gelmişse, daha kolay ve çabuk fark edilirler; örneğin: mide, akciğer, böbrek kanamalarında olduğu gibi. İç kanamayı düşündüren bulgular genellikle hipovolemik şoka ait bulgulardır.
İç kanama bulguları
- Nabız zayıf ve süratlidir (ipliksi)
- Deri soğuk ve nemlidir (yapışkandır)
- Gözler donuk, gözbebekleri genişlemiş ve ışık refleksi zayıftır
- Hastada genelde susuzluk hissi ve huzursuzluk vardır
- Bulantı, kusma olabilir
- (Geç bulgu: Kan basıncı düşer)
İlkyardım
- Herhangi bir vurma, çarpma, darbe sonrası bu belirtiler söz konusuysa, bu durumda yapılacak en doğru şey, kişiyi bir an önce hastaneye ulaştırmak olmalıdır.
- DIŞ KANAMA
- Kanamayı durduran savunma mekanizmaları damarın kesilmesi sonucu hava ile temas edince faaliyete geçerek önce kesilen damar uçlarının büzülmesini sağlarlar. Daha sonra kesik damar uçlarında pıhtı oluşur, pıhtı büyüyerek damarı tıkar ve böylece kanama durur.
- Vücuttaki pıhtılaşma mekanizmalarını dokular ve doku sıvıları uyarır. Normalde atardamar ve toplardamardaki kan, aradaki damar duvarı nedeniyle, doku ve doku sıvıları ile temas etmediğinden, damar yaralanmadıkça pıhtılaşma olmaz. Damar yaralandığında, kanama fazla olacağından pıhtılaşma gecikebilir, o nedenle pıhtılaşmayı hızlandırmak için kanama durdurma yöntemlerine başvurulur.
Dış kanamaları durdurma yöntemleri
- Parmakla (lokal, yerel) basınç
- Basınçlı sargı
- Yaranın üstünde yer alan artere / damar köküne basınç (femoral arter, brakial arter, temporal arter, vd)
- Elevasyon ( kanayan kısmın kalp seviyesinde veya üzerinde tutulması )
- Turnike
- Atelleme ( kanamayı doğrudan durdurma yöntemi değildir! Kırıkların sabitlenmesi sonucunda kanamanın da kontrol altına alınmasını sağlar ).
TURNİKE:
- Diğer yöntemlerle durdurulamayan kanamalarda en son seçenek olarak uygulanmalıdır. Genellikle organ kopmalarında veya derin arter kesilerinde, tek kemikli olan üst kola veya üst bacağa uygulanır. Amaç, kanayan atardamarı, kemik ile deri arasında sıkıştırarak, yaralı yere olan kan akımını engellemektir. Ara ara gevşetilmelidir, aksi halde kangren gelişebilir.
- İp, tel, ince sert lastik cilde zarar vereceğinden kesinlikle kullanılmaz.
- Üçgen sargı bezi, çorap, kravat veya herhangi bir enli kumaş parçası ile turnike yapılabilir.
- Turnike en fazla iki saat uygulanabilir. Gevşetme süresi ilk bir saatte 10- 20 dakikada bir, sonraki bir saatte ise 5-10 dakikada bir olmalıdır. Gevşetme süresi turnike uygulanan yerin, yaralı kısma olan uzaklığı ile ters orantı olmalıdır. Mesafe uzunsa, gevşetme süresi kısa olmalıdır. Turnike gevşetildiğinde, lokal basınç yapılmalı ve cilt normal rengine döndüğünde, turnike yine sıkılmalıdır.
DESTEKLEME (ATELLEME)
- Yaralı kol veya bacaklardaki kanamaların çoğu, kırılan kemiğin sivri uçları ile kasların yırtılması ya da kırılan kemiğe yakın damarların yırtılması sonucunda meydana gelir. Kol veya bacak sabitlenmezse, hasar ve kanama devam eder. Ekstremitenin (kol veya bacak ) sabitlenmesine destekleme denilmektedir. Kırık kemik uçları kontrol altına alındıklarında kanama da azalacaktır
EPİSTAKSİS (BURUN KANAMASI)
- Kafatası kırığı, darbe sonucu oluşan yüz yaralanmaları, sinüzit, enfeksiyon, burun anomalisi, yüksek tansiyon, kanama bozuklukları gibi nedenlerle oluşabilir.
- İlkyardım: Kişi dik oturtulur, başı hafif öne eğilir ve burun kanatlarından iki parmakla bastırılır.
- Burna, alna ve enseye soğuk ıslak bez konarak lokal soğutma ile kanama kontrol altına alınabilir.
- Özellikle endişeli ve yüksek tansiyonlu kişilerin sakinleştirilmesi önemlidir.
ŞOK
- Dolaşım sistemi, kanın tüm hücre ve dokulara ulaşmasını sağlar. Bu sistem sayesinde her hücreye oksijen ve besin maddesi taşınır ve hücrelerden metabolik atıklar uzaklaştırılır.
- Beyin, medulla spinalis ve kalp gibi organların devamlı ve belirli miktarda kana gereksinimleri vardır ve kan akımının kesilmesine birkaç dakikadan fazla tahammül edemezler. Aksi halde, hücreler ya ölürler ya da fonksiyonlarını kaybederler.
- Kalp, kanın dolaşım sistemi içinde sürekli dolaşmasını sağlar; bir dakikada ortalama 6 lt kanı, sadece 6 lt alan sisteme pompalar. Dolaşım sistemi tarafından, vücudun her tarafına yeterli miktarda kanın pompalanamadığı duruma ŞOK Şokun oluşabilmesi için, mutlaka kişide bir sorun olmalıdır ve bu sorun kontrol altına alınamadığı için kişinin durumu gittikçe bozulmalıdır. Örnek: kişinin bacak kemiği kırılmış, şiddetli kanıyor ve hiçbir müdahale yapılmamışsa, şok gelişir.
Şoku oluşturan en önemli nedenler
Aşırı kan kaybı
Geniş ve derin yanıklar
Sıvı kaybı
Aşırı kusma ve ishal aşırı terleme.
Şok Çeşitleri
- Hipovolemik Şok: Damar içinde dolaşan sıvı hacmindeki azalma nedeniyle görülen şok çeşididir. Nedeni: Ani ve şiddetli sıvı veya kan kaybıdır.
- Metabolik Şok: Damar dışı vücut sıvılarının kaybı söz konusudur. Nedeni: Aşırı kusma, ishal, terleme veya diyabetik koma olabilir.
- Anaflaktik Şok: Şiddetli alerjik reaksiyon söz konusudur.
- Nörojenik Şok: Sinir sisteminin dolaşım sistemi üzerindeki kontrolü kaybolmuştur.
Şokta İlkyardım
- Öncelikle ABC değerlendirilir ve devamlılığı sağlanır.
- Sıkı giysiler gevşetilir.
- Şok Pozisyonu verilir: bacaklar 25-30 cm yükseğe (kalp seviyesine) kaldırılır.
- Kanama durdurulur, kırıklar desteklenir, yaraların pansumanı yapılır.
- Isı kaybına karşı hastanın üstü örtülür.
- Hastanın nabzı, solunumu düzenli aralıklarla kontrol edilir.
- Yiyecek ve içecek kesinlikle verilmez.
BURKULMA;
- Eklemin normal hareket sınırının ötesine bükülmesi ve gerilmesi sonucu, kapsül ve ligamentlerin zedelenmesi veya yırtılmasıdır. Daha ziyade diz, ayak ve el bileğinde meydana gelir.
Bulguları
- Hassasiyet, şişlik, morluk,
- Ağrı, harekette kısıtlanma
Burkulmada İlkyardım
- Ekstremite (kol veya bacak) hareket ettirilmez, dinlendirilir.
- Yükseğe kaldırılır (yerçekiminden kurtarılır) .
- Morarma ve şişliği önlemek üzere soğuk uygulama yapılır. Olayın üzerinden birkaç saat geçmişse, soğuk uygulamanın yararı yoktur, bu durumda şişlik, morluk ve ağrıyı azaltmak üzere sıcak uygulama yapılabilir.
- Soğuk uygulama için : buz torbasına veya sağlam bir plastik torbaya buz parçaları konup, havluya ya da bir yastık kılıfına sarıldıktan sonra burkulan kısma yerleştirilir.
- Sıcak uygulama için : Derin bir kaba ılık-sıcak arası su konur ve burkulan kısım içinde 15 dakika kadar bekletilir. Günde birkaç kez yapılacak bu uygulama iyileşene kadar tekrarlanabilir. Ya da sıcak su içinde ıslatılmış sıkılmış havlu ile bölge sarılır hemen soğumaması için üzerine naylon örtülebilir.
YANIKLAR
YANIK NEDİR?
Isı, ışın, elektrik veya kimyasal maddelere maruz kalma sonucunda deri ve derialtı dokularda meydana gelen bir çeşit yaralanmadır
Yanıkların değerlendirilmesi
1.derece yanıklar: Derinin sadece en üst tabakasının zedelendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik ve ağrı görülür. Örnek: güneş yanıkları.
2.derece yanıklar: Derinin üst ve değişen oranlarda alt kısmının etkilendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik, ağrı ve su toplanması (bül) ile karakterizedir.
3.derece yanıklar: Tüm deriyi kapsayan; derialtı dokularına, derin dokulara ve hatta kemiklere kadar ulaşan yanıklardır. Deri kuru kayış gibi olabilir veya renk değişikliği görülebilir (kömür gibi, beyaz veya kahverengi olabilir ). Şiddetli yanıklarda, yüzeysel sinir uçları ve kan damarları zedeleneceğinden yanık alanda his kaybı olabilir, buna karşın çevredeki daha az yanmış olan doku aşırı ağrılı olabilir.
- Yüzey miktarı: Dokuzlar kuralı ile belirlenir.
- Kritik alanların yanması: Eller ayaklar, yüz ve cinsel organlar.
- Hastanın yaşı: Çok genç veya çok yaşlı olma.
- Hastanın genel sağlık durumu: Diğer yaralanmalar veya hastalıklar (diabet, kalp, kronik böbrek hastalığı vb gibi).
HAFİF YANIKLAR
*2. derece yanıklardır Vücut yüzeyinin,
*% 2 sinden az olan 3.derece yanıklardır.
*% 15 inden az olan.
ORTA ŞİDDETLİ YANIKLAR
- Erişkinlerde vücut yüzeyinin,
- % 2-10 u arasındaki 3. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)
- % 15-25 i arasındaki 2. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)
- % 50-75 i arasındaki 1. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ
- Çocuklarda vücut yüzeyinin,
- % 10-20 si arasındaki 2. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)
- Bebeklerde, tüm 1. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç)
ŞİDDETLİ YANIKLAR
- Erişkinlerde vücut yüzeyinin,
- % 10 undan fazla olan 3. derece yanıklar ve 3. derece el, ayak, yüz, cinsel organ yanıkları.
- % 25 inden fazla olan 2. derece yanıklar.
- Çocuklarda vücut yüzeyinin % 20 sinden fazla olan 1. derece yanıklar
- Bebeklerde, tüm 3. derece yanıklar
ISI YANIKLARI
nYaş ısı (buhar, her türlü kaynayan sıvı -su, yağ) ve kuru ısı (sıcak metaller, ütü, alev, güneş) ile meydana gelirler.
İlkyardım
- Yanma sürecini sona erdirerek daha fazla yaralanmayı önlemek gerekir ; alevi söndürmek, kızgın metali uzaklaştırmak, yaş ısıya maruz kalmış giysileri çıkarmak vb gibi. (DİKKAT: alev yanığında sentetik giysiler deriye yapışmışsa dokunulmaz; kaynar sıvı yanığında eğer olayın üzerinden zaman geçmişse giysiler soğuk suya tutulmadan önce çıkarılmaz aksi halde yapışan deride çıkar)
*ASLA yoğurt, salça, diş macunu, zeytinyağı vb. şeyler sürülmez!
*En az 10 dakika soğuk suya tutulur.
*Gerginliği azaltmak üzere yağlı krem veya ağrısını almak ve gerginliği azaltmak üzere yanık merhemi sürülebilir.
*Geniş yanıklarda, kişi kendi içebilecek durumdaysa bol sıvı içirilir
ELEKTRİK YANIKLARI
- Elektrik yanıkları, düşük veya yüksek voltajlı akımla temas sonucu meydana gelir :
- 9 – 1 mA etkisizdir
- 1 -10 mA hafif etkilenme/ağrı
- 10 -30 mA kol ve/veya bacakta kuvvet azalması
- 30 -75 mA solunum durması
- 75mA – 4 A kalp ritminde bozulma veya kalp durması
- 4 A ve üstü, kalp durması ve ölüm nedeni olabilir.
- Ev aletleri yeterince ciddi yanıklara yol açabiliyorsa da, ciddi yanıklar genellikleyüksek voltajın bulunduğu fabrika ve yüksek gerilim hatlarında çalışanlarda görülmektedir.
- Elektriğin yanığa neden olabilmesi için, bir noktadan vücuda girip başka bir noktadan çıkması gerekir. Elektrik yanıkları sonucunda 2 önemli tehlike vardır:
- Doku hasarı, dıştan görülen kısmın küçüklüğünün tersine iç kısımda (derin dokularda) çok fazla olabilir. Giriş yarası küçük ama çıkış yarası tam tersine çok geniş ve derin olabilir. Yüksek voltajlı elektrik enerjisi kasları ve deriyi, organ amputasyonu gerektirecek ölçüde harap edebilir.
- Yanığa ilaveten (birkaç saat sonrasında bile) kalp durabilir. o nedenle yüksek voltajlı akıma kapılmış kişi mutlaka hastaneye götürülmelidir. Akıma kapılmış kişiye DOKUNULMAZ! Öncelikle akım kesilir, bunun için şalter indirilir veya eski tip sigorta ise tamamen çıkartılır (gevşetilip bırakılmaz!). Eğer sigorta ve şaltere ulaşma olanağı yoksa o zaman, yalıtkan bir madde ile (kuru tahta, lastik, plastik gibi) kişi elektrik kaynağından, ya da elektrik kaynağı (kablo vb ) kişiden uzaklaştırılır. Aksi halde yardım etmek isteyen kişi devreyi tamamlayacağından kendisi de akıma kapılabilir. Elektrik yanıklarının, vücudun tümünün veya bir bölümünün elektrik kaynağı ile toprak arasındaki devreyi tamamlaması sonucu oluştuğu hatırdan çıkarılmamalıdır.
SICAK KRAMPLARI
– Aşırı egzersizden sonra, genellikle, bacak kaslarında görülen ağrılı kas spazmlarıdır.
İlkyardım
- Kişi gölgelik ve/veya serin bir yere alınır,
- Hasta yatırılarak (veya oturtulabilir de) kramp geçene kadar kasları dinlendirilir. Özellikle sporcuların tekrar antremana
- Su (veya dengeli elektrolit solüsyonu; limonata, ayran vb) içirilebilir. Sıcak krampında vücutta yeterli elektrolit vardır, ancak kramp nedeniyle dengeli dağılımı engellenmiştir o nedenle bol sıvı içmenin yanı sıra dinlenme çok önemlidir.
- Tedavi edilmezse sıcak bitkinliğine dönüşebilir
SOĞUĞA MARUZ KALMA;
- Vücudun bir kısmı veya tümü soğuğa maruz kalabilir. 0°C veya altındaki soğuk, nem ve rüzgârdan vücut etkilenir. Birkaç saat içinde soğuk yarası denilen yaralar oluşabilir. Soğuğun derecesi ve maruz kalınan süre yaranın şiddetini belirler.
Belirtiler
- Organda hareket azalması, uyuşukluk,
- Şişme, morarma, ağrı,
- Büller (yanıklarda görülen su toplanması) ve yaralar.
İlkyardım
- Ilık uygulama yapılır, organ ılık -soğuk arası su olan kaba daldırılır ve alıştıkça biraz daha sıcak su ilave edilerek yavaş yavaş ısıtılır. Ya da giysilerle örtülerle sarılarak ısınması sağlanır. ORGAN DOĞRUDAN SICAĞA TUTULMAZ !!! (Sıcak sobaya tutmak gibi)
- Büller patlatılmaz, yaralar steril kuru pansumanla kapatılır.
- ZEHİRLENME NEDİR;
- Herhangi bir kimyasal, organik veya fiziksel madde vücuda girdikten sonra özelliğine göre yerel veya genel hasar meydana getirerek, ölüme neden olabiliyorsa bu maddeye ZEHİR, olaya ise ZEHİRLENME denir.
Yerel belirtiler
- Sokulan, ısırılan, temas eden yerde kızarıklık, şişlik, gerginlik, ağrı ve kaşınt
Genel belirtiler
- Vücut ısısının yükselmesi (ateş),
- Tüm vücutta kızarıklık, döküntü, kaşıntı,
- Solunum sıkıntısı, hızlı ve zayıf atan nabız,
- Baş ağrısı, kulak çınlaması,
- Halsizlik, kendinden geçme, gelişen bilinç kaybı,
- Şok, ölüm.
- Zehir, vücuda bilerek (kasti) veya bilinmeden(kazara), dört yoldan alınabilir:
KUSTURMAK İÇİN;
- Tercih edilen kişinin kendi parmağı ile küçük dilini dolayısıyla da öğürme refleksini uyararak kusmasını sağlamaktır,
- Sıcağa yakın ılık su içirerek de kusturma sağlanabilir (kişi bardağı kendisi tutarak içmelidir! başkası tarafından içirilmemelidir!).
KUSTURULMAYACAK DURUMLAR;
- Asit veya bazik madde (korozif madde) içeren sıvılar içilmişse,
- Petrol ürünleri içilmişse,
- Bilinci kapalı ise.
- Kusturulduktan sonra soğuk veya sıcak olmayan su içirilir, kusturulmayacak durumlarda da yine su içirilir.
- Hastaneye götürülür, özellikle korozif madde içmiş kişilerin mutlaka hastane tedavisine gereksinimleri vardır:
- Ne yapılacağına karar verilemeyen durumlarda mutlaka ZEHİR DANIŞMA MERKEZİ aranmalıdır. Merkez aranmadan önce aşağıdaki bilgiler toplanmalıdır
- Zehirlenme ne ile meydana geldi, kutu veya prospektüs varsa yanınızda olmalı,
- Kutudaki / şişedeki miktar ne kadar kalmış, daha önce ne kadarmış, çevreye saçılmış mı?
- Zehir ne zaman alınmış, hastanın durumu nasıl?
- Bakteri veya bakteri salgıları (toksinleri) ile oluşan zehirlenmelerdir. Bulantı-
DEHİDRATASYON: Aşırı kusma ve ishal sonucu, vücuttan fazla miktarda sıvı ve elektrolit kaybı olur. Buna bağlı olarak cilt, dudaklar ve dil kurur. Cildin kuruluğunu anlamak üzere el üzerindeki deri, baş parmak ve işaret parmağı arasında tutulur, bırakıldığında deri hemen eski halini alıyorsa o zaman sorun yoktur, eğer eski halini alma süresi uzuyorsa, o zaman fazla miktarda sıvı kaybı vardır ve hemen tedavi edilmezse hipovolemik şok gelişebilir.
SOLUNUM YOLU ZEHİRLENMELERİ
- Deniz Kestanesi Batması: Bu durumda organ (genelde ayak), yanmayacak şekilde dayanabileceği kadar (45° C) sıcak su içine daldırılarak, 20-30 dakika (ağrı dininceye) kadar bekletilir. Sıcak dikeni eritir.
- Denizanası Teması:Denizanası ve deniz şakayıklarının nematokist denilen vantuzlarındaki çengellerle cilde tutunurlar, bunların zarar verilmeden uzaklaştırılması için: önce alkol (ya da sirke veya deniz suyu) ile yıkanır, sonra üzerine pudra ekilir, varsa çiğ et konarak yumuşatılır ve bıçağın tersi veya tahta çubukla deriden sıyrılır. Ya da o kısım doğrudan musluk suyu ile yıkanabilir; tatlı su vantuzları patlatacağından kişi rahatlayacaktır
İLKYARDIM GEREKTİREN ÖZEL DURUMLAR VE HASTALIKLAR
BAYILMA;
- Aniden ortaya çıkan dolaşım yetmezliğine bağlı olarak, beynin kısa süreli kansız kalması sonucu görülen geçici bilinç kaybıdır. Nedeni; açlık, kan basıncının düşmesi, beklenmedik bir olay veya herhangi bir şeyle karşılaşma, aşırı sevinç ya da üzüntü, uzun süre havasız ve kapalı ortamda bulunma vb, olabilir
İlkyardım
. Kişi, hemen sırt üstü yatırılarak ayakları yükseğe kaldırılır (şok pozisyonu verilir ),
- Sıkı giysiler gevşetilir, kapalı ortamdaysa açık havaya çıkarılır, Yüzüne su serpilebilir, bu uyarı sonucunda kişi daha çabuk kendine gelir,
- Uyarıcı olarak hoş olan (kolonya) veya hoş olmayan (soğan kokusu vb ) kokular koklatılabilir,
- Kişi kendine geldiğinde hemen ayağa kaldırılırsa yine bayılacağı için önce oturtulur.
- İçecek bir şeyler verilir (açlıktan bayılmışsa şekerli içecekler, tansiyon düşüklüğü veya aşırı sıcak ve terleme söz konusu ise tuzlu ayran tercih edilmelidir).
- Eğer 5 dakikaya kadar kişi halen kendine gelmemişse mutlaka hastaneye götürülmelidir.
- Başını ve kollarını ritmik olarak bir yerlere vuruyorsa battaniye, ceket vb
KALP KRİZİ;
- Kalbi besleyen koroner arterlerin çeşitli nedenlerle kalbi besleyememesi sonucu ortaya çıkan tabloya kalp krizi denilmektedir. Angina pektoris veya akut myokard enfarktüsü şeklinde ortaya çıkabilir. Arterin daralması nedeniyle, fiziksel aktivite, ruhsal stres veya aşırı soğuk sonucunda kalbin artan oksijen ihtiyacı karşılanamayacağı için kalp kasında gerekli kasılma olamayacaktır, dolayısıyla da kriz meydana gelecektir. Buluğ çağından 90 yaşına kadar kalp krizi geçirilebilirse de yaş ilerledikçe kalp krizine yatkınlık artar..
- Enfarkt(üs), kan desteğinin kesilmesine bağlı doku ölümüdür.
- Kalp krizi; kandaki kolesterol düzeyinin yükselmesi, sigara, alkol, stres, yüksek tansiyon, şişmanlık, hareketsizlik gibi kontrol edilebilir nedenlerle; yaş, cinsiyet, kalıtım, diabet vs gibi kontrol edilemeyen nedenler sonucu ortaya çıkabilir.
- ANGİNA PEKTORİS:Kalp, bir süre gereksiniminden az oksijenle beslenmek, zorunda kalırsa, kişinin soluğunu kesecek kadar şiddetli göğüs ağrısı olur, bu ağrıya angina pektoris denir. Ağrı genellikle sternum (göğüs kemiği) arkasında hissedilir; kola (özelikle sol kola), çeneye, epigastriuma (karnın üst orta bölgesine) yayılır.
- AKUT MYOKARD ENFARKTÜSÜ:Koroner arterin, arterioskleroza(damar sertliğine) bağlı olarak daralması veya kan pıhtısı ile tıkanması sonucunda bu arterle beslenen kalp kasına giden oksijen yetersiz kalacağından, myokard kası görevini yerine getiremez; yeterince kanın vücuda pompalanamadığı bu tabloya, akut myokard enfarktüsü (AMI) denir.
İlkyardım
- Angina pektoriste:
- Hasta mutlaka hemen dinlen(diril) melidir; yürüyorsa durmalı, oturtulmalı veya
- yatırılmalıdır. Mümkünse hareket ettirilmemelidir. Hasta sakinleştirilmelidir.
- Sıkı giysiler gevşetilir.
- Dilaltı nitrogliserin (isordil, 5 mg ) verilir.
- Gerekiyorsa (solunum ve kalp durmuşsa) CPR yapılır.
- Hastaneye götürülür ( mümkün olduğunca az hareket ettirilerek ). Akut myokard enfarktüsünde
- Hastanın ağrısının ve korkusunun giderilmesi önemlidir
- Hasta sırtüstü yatırılır ve hareket ettirilmez,
- Hastanın solunum sıkıntısı varsa, baş yükseltilir
- Mümkünse oksijen verilir 2 lt/dk gidecek şekilde
- Mutlaka hastaneye götürülür.
- Gerekiyorsa (solunum ve kalp durmuşsa) CPR yapılır.
- Kalp krizi sonucu görülen kalp durmalarında, hemen kalp masajı başlatılır ve sağlık kuruluşuna kadar sürdürülürse kişinin döndürülme şansı yükselecektir.
- Endişeli hastanın sakinleştirilmesi ve hastanın hareketinin kısıtlanması kalbin yükünün azaltılması açısından önemlidir.
- ABC sürekli kontrol edilir (gerekiyorsa suni solunum, kalp masajı yapılır )